İşletmelerde Okuryazarlık
Hızla değişen ve gelişen teknoloji ve dinamik iş dünyasında işletmelerin ayakta kalabilmeleri eskiye göre çok daha zor bir hale geldi. Hep birlikte öğrendik ki günümüzde bir işletmenin başarısı için ani, hızlı ve beklenmedik değişimlere uyum sağlayabilmek, tehditleri ön görerek fırsata çevirebilme ve harekete geçebilme yeteneğine sahip olmak ve çok yönlülük artık kaçınılmaz. Yani özetle çeviklik ve çeviklik kültürünü kurumun tümüne yaymak başarının altın anahtarı.
Evet, çeviklik kavramı ve gerekliliği konusunda ben de dâhil olmak üzere, birçok kişi yazdı çizdi. Ancak “Nasıl çevik oluruz?” u pek de yeterince irdelemedik.
Bana sorarsanız çeviklik önemli ölçüde “okuryazarlık yeteneği” gerektirmekte. Okuryazarlık okuma-yazma gibi statik bir davranış değil, bir okuma ve yazma sanatıdır, okuma ve yazmanın ötesine gidebilmek demektir. Okuryazarlık, etkili bir şekilde iletişim kurmamızı ve dünyayı anlamlandırmamızı sağlayan sadece okuma, yazma değil konuşma ve dinleme yeteneğidir de.
Beklenti ve değerlerimizin süratle değiştiği bu çağda günden güne genişlemeye, farklı türler ile karşımıza çıkmaya devam etmekte olan, çağın gerektirdiği dinamik bir kavram.
İşletmeler özellikle son zamanlarda “finansal okuryazarlık” kavramını ön plana çıkarmış olsalar da aslında okuryazarlığın diğer türlerini de ivedilikle ilgi odağına almaları gerekmekte. En başta gelenler arasından bazılarını ki her biri ayrı ayrı bir yazı konusudur, kısaca tanımlamaya çalışalım;
Finansal Okuryazarlık
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre; “finansal okuryazarlık, modern topluma katılmak için temel bir yaşam becerisidir”. İş bankası finansal okuryazarlığı “bireylerin farklı finansal durumları ve ekonomik değişkenleri hesaba katarak doğru planlamalar yapabilecek donanıma ve beceriye sahip olmalarını tanımlayan bir kavram” olarak ifade ediyor. İş bankasına göre; “Finansal okuryazarlık, günümüz dünyasında size çok yönlü bir bakış açısına sahip olma, mevcut maddi gerçeklikler doğrultusunda plan yapma becerisi kazanma ve tasarruf etme olanağı tanır. Böylelikle sahip olduğunuz maddi koşulları, potansiyelinizi, bütçenizi, yatırımlarınızı ve hayallerinizi daha kapsamlı bir şekilde irdeleyebilir, geliştirebilir ve yönetebilirsiniz.”
Dijital Okuryazarlık
Amerikan Kütüphane Derneği’nin (ALA) tanımına göre dijital okuryazarlık hem bilişsel hem de teknik beceriler gerektiren bilgiyi bulmak, değerlendirmek, oluşturmak ve iletmek için bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma yeteneğidir. Örneğin, web tarayıcıları, arama motorları, e-posta, metin, wiki, bloglar, photoshop, powerpoint, video oluşturma/düzenleme yazılımı vb.'nin nasıl kullanılacağını anlama, bilgilerin doğruluğu/güvenilirliği için çevrimiçi kaynakları değerlendirme gibi becerileri ifade eder.
Medya Okuryazarlığı
Ulusal Medya Okuryazarlığı Eğitimi Derneği'ne (NAMLE) göre medya okuryazarlığı, tüm iletişim biçimlerini kullanarak erişme, analiz etme, değerlendirme, yaratma ve eylemde bulunma yeteneğidir. Emojileri yorumlamaktan, çevrimiçi reklamlardaki temel mesajları anlamaya, viral video içeriği üretmeye ve yerel reklamları tanımaya kadar her şeyi kapsar.
Bilimsel Okuryazarlık
Bilimsel okuryazarlık bilimsel bilgiyi tanıma, anlama ve yorumlama, karşımıza çıkan pek çok olayı sorgulama ve bu olaylara bilimsel bir bakış açısıyla bakabilme şeklinde tanımlanıyor. Pella, O’Hearn & Gale’ye (1966) göre bilimsel okuryazar bir birey bilim ve toplum arasındaki ilişkiyi ve etkileşimi bilir, bilimin doğasını anlayabilir, bilim insanının riayet ettiği etik değerleri bilir, bilimdeki temel düşünceleri anlayabilir, bilim ve beşeri bilimler arasındaki farkı anlayabilir.
Bilgi Okuryazarlığı
Bilgi okuryazarlığı, özellikle karar verme, problem çözme veya bilgi edinme gerektiren durumlarda bilgiye ulaşmak, tanımlamak, düzenlemek, analiz etmek, değerlendirmek, kullanmak ve iletmek için gereken beceriler kümesi olarak tanımlanıyor. Üniversite ve Araştırma Kütüphaneleri Birliği (ACRL), bilgi okuryazarlığını bilginin yansıtıcı keşfini, bilginin nasıl üretildiği ve değer verildiğinin anlaşılmasını ve yeni bilgi yaratmada ve öğrenme topluluklarına etik olarak katılmada bilginin kullanımını kapsayan bir dizi entegre yetenek olarak tanımlamaktadır. .
Duygusal Okuryazarlık
Amerikalı psikoterapist ve en çok satan yazar olan Claude Steiner “Emotional Literacy; Intelligence with a Heart” kitabında duygusal okuryazarlığın duyguları anlama, başkalarını dinleme ve duygularıyla empati kurma ve duyguları verimli bir şekilde ifade etme yeteneğinden oluştuğunu ifade ediyor.
Çevre Okuryazarlığı
Çevre okuryazarlığı, bireyin parçası olduğu ekosisteme dair bir kavrayışını geliştirmek; böylece hem doğa hem de toplum ve gelecek kuşaklar için sorumlu tercihler yapabilecek bilgilerle donatılması olarak tanımlanıyor. Kuzey Amerika Çevre Eğitimi Derneği’ne (NAAEE) göre çevre okuryazarı bir kişi hem bireysel olarak hem de başkalarıyla bir araya gelerek çevreyle ilgili bilinçli kararlar verir, diğer bireylerin, toplumların ve küresel çevrenin refahını iyileştirmek için de bu kararlar ışığında hevesle hareket eder.
Sağlık Okuryazarlığı
ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı’na (USDHHS) göre sağlık okuryazarlığı doğru sağlık kararları vermek için gereken temel sağlık bilgilerini ve hizmetlerini edinme, proses etme ve anlama kapasitesidir.
Kültürel Okuryazarlık
Kültürel okuryazarlık kendi kültürü ve diğer kültürlerin değer, gelenek ve inançlarındaki benzerlik ve farklılıkları anlayabilme ve takdir edebilme yeteneği olarak tanımlanıyor. En çok satanlar arasına hızlıca giren “Cultural Literacy: What Every American Needs To Know” kitabın yazarı Amerikalı eğitimci, edebiyat eleştirmeni ve eğitim teorisyeni E. D. Hirsch kültürel okuryazarlığı “yetkin okuyucuların sahip olduğu bilgi ağı” olarak tanımlar.
Bir toplumdaki okuryazarlık düzeyi, önemli bir sosyal ve ekonomik göstergedir. Yapılan araştırmalar okuryazarlık seviyesi yüksek olan bireyler ve toplumların yeniliklere daha çabuk uyum sağladığını açıkça gösteriyor. İşletmeler olarak küresel rekabet ortamında çevik davranmak zorunda olduğumuz bir dönemdeyiz ve bu konuda okuryazarlık düzeyimizin rolü çok büyük. Burada, sadece işletmeler değil özellikle, eğitim sektörü önde olmak üzere tüm paydaşlara önemli görevler düşmektedir.
Comments